Biz Iğdırlılar Birbirimizi Anlıyor muyuz? Anlıyorsak Neden Bağırıyoruz?

Biz Iğdırlılar Birbirimizi Anlıyor muyuz? Anlıyorsak Neden Bağırıyoruz?

Anlaşılamıyoruz; komşularımız, kardeşlerimiz, akrabalarımız ve toplumsal çevremiz bizi anlamıyor ya da biz onları anlayamıyoruz. Herkeste bir tavır, bir serzeniş, bir haykırış, bir itham, bir kutuplaştırma ve sessiz eyleme dönüşmüş bir çığlık hali hakim. Ve sonuç olarak yine de anlaşılamıyor veya anlayamıyoruz…

İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaştırdı. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları lâzım gelir.” Buyurmaktadır.

Ne kadar da yerinde bir tespit değil mi? Kimi insanlar bağırmak bir tarafa yalnızca Azeriler vardır. Konuşuyor, kimi Kürtlerde yalnızca Kürtler vardır. Diye birbirlerine seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Bu karanlık tablo, toplumumuzun normal kişileri bir tarafa, en okumuş ve akl-ı selim olarak ifade edilen yazar çizerleri, liderleri ve büyüklerimizde kesimleri bile esareti altına almayı başarmıştır.

  Peki ne yapmalıyız ki; toplumumuzun fertleri arasına örülen bu duvarları yıkıp, geleceğe ümitle bakan bir toplum inşa edebilelim?

Ama bugün bırakın uygunsuz fikirler öne sürülmesini, Müslümanların kendi aralarında konuştukları en basit mevzularda bile birbirini anlamak yerine asıp, kesip biçtiklerini görebiliyoruz.

Haber Tahir Kavri-Iğdır

Farklı fikirler geliştirmekte olan topluluklar tek düze olmaktan çıkmış çoklu düşünmeye açık toplumlardır.

Bu haberi beğendiniz mi? Bültenimize katılarak haberdar olun!

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.